Sorhocam.com 2014 yılında Ziraat Mühendisi Arafa KARAÇELEBİ tarafından kurulmuş olup herkesin faydalanabilmesi için ücretsiz olarak hizmet vermektedir.
Üds, Kpds - Yaygın Phrasal Verbs Nelerdir?
- Sorhocam
- Tarım Ziraat Ders Notları
- Ziraat Fakültesi Ders Notları
- 0 dosya
- 0 resim
- 0 yorum
- 368 okunma
Bu listede Üds, Kpds vb gibi İngilizce sınavlarda çok karşılaşılan ve önemli olan 246 adet phrasal verb içermektedir. Ayrıca İngilizce de en çok kullanılan kelimeler için Türkçe - İngilizce Sözlük sayfamızı da ziyaret edebilirsiniz.
1 | abide by | itaat etmek |
2 | account for | izah etmek, açıklamak (explain) (2) sebep olmak |
3 | act on | (bir tavsiye/öğüt vb) -- üzerine harekete geçmek, -- e göre davranmak |
4 | act up | (1) abuk sabuk davranmak (2) adam akıllı çalışmamak |
5 | air out | odayı havalandırmak |
6 | ask for | rica etmek |
7 | ask out | birine çıkma teklifinde bulunmak |
8 | back down | geri adım atmak (withdraw) |
9 | back out of | pull out of -- den çekilmek |
10 | back up | (1) desteklemek, arka çıkmak (support) (2) yedeklemek |
11 | bargain for | take into account, take into consideration hesaba katmak, göz önünde bulundurmak |
12 | become of | başına gelmek |
13 | blow out | üfleyerek söndürmek |
14 | blow up | şişirmek, patlatmak |
15 | break down | (1) (makinenin) bozulmak (2) ağlamak (3) köklerine ayırmak |
16 | break in | (1) alışmak (2) soymak |
17 | break into | soymak, zorla girmek |
18 | break off | son vermek, bitirmek |
19 | break out | patlak vermek |
20 | break out of | firar etmek |
21 | break up | ayrılmak, boşanmak |
22 | bring down | (1) (fiyat)indirmek (2) (hükümet vb) devirmek (overthrow) |
23 | bring off | zorluklara rağmen başarmak |
24 | bring out | (1) yayımlamak (publish) (2) piyasaya yeni bir mal sürmek |
25 | bring round | ayıltmak |
26 | bring up | yetiştirmek/kusmak/ortaya konu atmak |
27 | brush up (on) | eski bilgisini tazelemek, tozunu almak (mecazi anlamda) |
28 | bump into | run into (1) karşılaşmak (2) çarpmak |
29 | burn down | (1) (yangında) yanıp kül olmak (2) yakıp kül etmek |
30 | buy off | pay off rüşvet yedirmek |
31 | buy out | bir işyerini birinden satın almak |
32 | call down | put down tell off azarlamak (admonish) |
33 | call for | gerektirmek, istemek (demand) |
34 | call in | haber etmek/ziyaret etmek |
35 | call off | iptal etmek |
36 | call up | (1) telefon etmek (2) askere çağırmak (recruit) |
37 | calm down | (1) sakinleşmek (2) sakinleştirmek |
38 | carry on | devam ettirmek |
39 | carry out | uygulamaya koymak/yürütmek (deney vb) |
40 | catch on | popülarite kazanmak, beğenilmek, halk tarafından tutulmak |
41 | catch up with | keep up with aynı seviyeye ulaşmak, yetişmek |
42 | check in | (otelde vb) yer ayırtmak, kayıt yaptırmak |
43 | check out | bir yerden ayrılırken hesabı kapatmak |
44 | cheer up | neşelenmek, neşelendirmek |
45 | clear off | temizlemek (orman, leke vb) |
46 | close down | iflas etmek |
47 | close up | dükkanı gün sonunda kapatmak |
48 | come across | tesadüfen karşılaşmak (run across) |
49 | come by | come into mirasa konmak (inherit) |
50 | come out | (1) ortaya çıkmak (2) filizlenmek |
51 | come over | üstesinden gelmek (deal with) |
52 | come round | (1) ayılmak (come to) (2) ziyaret etmek |
53 | come round | come over ziyaret etmek |
54 | come to | come round ayılmak |
55 | come up against | yüz yüze gelmek |
56 | come up with | ortaya bir düşünce atmak, üretmek |
57 | cope with | baş etmek, üstesinden gelmek |
58 | cope without | do without -- sız idare etmek |
59 | count on | rely on depend on bel bağlamak, güvenmek, dayanmak |
60 | count out | leave out çıkarmak,hesaba katmak |
61 | cross out | üstünü çizmek, silmek |
62 | cut across | go across kestirme yoldan gitmek |
63 | cut down (on) | cut back (on) azaltmak, kısmak (sigara, alkol vb) |
64 | cut in | sözünü kesmek, araya girmek, işine engel olmak (interrupt) |
65 | cut out | (bir yerden bir resim/tablo vb) kesip çıkarmak |
66 | cut up | dilimlemek |
67 | die down | yatışmak, dinmek (gürültü, ses vb) |
68 | do away with | yıkmak (abolish) |
69 | do over | start over sil baştan yapmak |
70 | do up | (1) kemer bağlamak (2) restore etmek |
71 | do without | cope without -- sız idare etmek |
72 | doze off | fall asleep uyuya kalmak |
73 | draw up | taslak hazırlamak, plan çizmek |
74 | dress up | resmi kıyafet giyinmek, şık giyinmek |
75 | drop by | stop by ziyaret etmek, (evine vb) damlamak |
76 | drop off | yolcu indirmek |
77 | drop out of | (okulu vb) terketmek, bırakmak |
78 | fall down | yere düşmek |
79 | fall out (with) | kavga etmek |
80 | figure out | make out anlamak (understand) |
81 | fill out | form doldurmak |
82 | fill up | benzin deposunu doldurmak |
83 | fill up with | ile dolu olmak, dolmak |
84 | find out | öğrenmek, keşfetmek (discover, learn) |
85 | flood in | flock to bir yere akın etmek |
86 | get along with | get on with iyi geçinmek |
87 | get at | ima etmek, demek istemek |
88 | get away (with) | run off kaçmak, sıvışmak |
89 | get back | kaybettiğin bir şeye kavuşmak |
90 | get by | geçinmek, hayatta kalmak (survive) |
91 | get down | moral bozulmak |
92 | get into | (taksiye, asansöre vb) binmek |
93 | get off | araçtan inmek (toplu taşıttan) |
94 | get on | binmek (toplu taşıtlara) |
95 | get on with | get along with biri ile iyi geçinmek, iyi arkadaş olmak |
96 | get out of | (arabadan, asansörden vb) inmek (2) -- den uzak durmak |
97 | get over | (1) üstesinden gelmek, çözmek (sort out work out) (2) (hastalık için) iyileşmek (pick up) |
98 | get rid of | (1) -- den kurtulmak (2) başından savmak |
99 | get up | uyanmak |
100 | give in | pes etmek, mücadeleye teslim olmak (surrender) |
101 | give up | vazgeçmek, bırakmak (abandon) |
102 | go down with | come down with hastalanmak, yataklara düşmek |
103 | go in for | yazılıya/yarışmaya girmek |
104 | go off | (1) patlamak (explode) (2) kurulu bir aletin çalması (zil, çalar saat vb) (3) (yemek vb) ekşimek, bozulmak |
105 | go on | devam etmek (continue) |
106 | go out | yanan bir şeyin sönmesi (2) cereyanların kesilmesi |
107 | go over | (1) göz atmak (go through) (2) ziyaret etmek |
108 | go through | go over bir şeye göz atmak, incelemek, göz gezdirmek |
109 | go with | uygun olmak, yakışmak (match) |
110 | go without | dayanmak, idare etmek (su, yemek vb olmadan ) |
111 | grow into | (elbisenin) tam oturması, yakışması |
112 | grow out of | elbisenin küçük gelmesi |
113 | grow up | yetişkin olmak, büyümek |
114 | hand in | elden teslim etmek (submit) |
115 | hand out | elden dağıtmak (distribute) |
116 | hang down | telefonu suratına kapatmak |
117 | hold on | hang on (telefonda vb) beklemek |
118 | hold up | gecikmek/soymak (banka),soygun yapmak |
119 | iron out | uzlaşmak, sorunu halletmek |
120 | join in | katılmak (participate in take part in) |
121 | jot down | take down copy down write down not almak, kaydetmek |
122 | keep away (from) | uzak durmak |
123 | keep in touch with | get in touch with irtibata geçmek, bağlantı kurmak |
124 | keep on | carry on yapmaya devam etmek, yapadurmak (continue) |
125 | keep out | -- den uzak durmak, girmemek |
126 | keep to | stick to sadık kalmak, bağlı kalmak (diyete, söze vb) |
127 | keep up with | catch up with hızına/seviyesine yetişmek |
128 | kick out | kovmak, kıçına tekmeyi basmak |
129 | knock out | (1) darbe indirip bayıltmak (2) şık elemek |
130 | knock somebody down | birine çarpıp devirmek |
131 | knock something down | (1) yıkmak (demolish) (2) devirmek |
132 | laugh about | bir olay aklına geldikçe gülmek |
133 | laugh off | gülüp geçmek |
134 | lay down | kural koymak |
135 | lay off | işten çıkarmak (dismiss) |
136 | leave out | count out hariç tutmak, dahil etmemek |
137 | let down | yüzüstü bırakmak, hayal kırıklığına uğratmak |
138 | let in | (1) içeri buyur etmek (2) emmek, soğurmak (absorb) |
139 | let in on | haberdar etmek, bilgilendirmek |
140 | let out | serbest bırakmak (realease) |
141 | let up | yağmurun dinmesi (cease) |
142 | listen in | konuşulanlara kulak kabartmak (overhear) |
143 | live off | sırtından geçinmek |
144 | live on | feed on ile beslenmek, ile geçinmek |
145 | look after | ilgilenmek, bakımını üstlenmek |
146 | look down on | aşağılamak |
147 | look forward to | dört gözle beklemek |
148 | look into | araştırmak |
149 | look out (for) | watch out (for) dikkatle bakınmak, aramak |
150 | look up | aramak (sözlükten, ansiklopediden kelime, bilgi vb) |
151 | look up to | saygı duymak |
152 | make for | leave for head for -- e doğru gitmek |
153 | make out | (1) anlamak (figure out) (2) gözleriyle seçebilmek |
154 | make up | (1) uydurmak (fabricate) (2) oluşturmak (form, constitute) |
155 | make up for | telafi etmek (compensate) |
156 | make up to | yalakalık yapmak (flatter) |
157 | miss out (on) | unutmak, gözden kaçırmak, dahil etmeyi unutmak |
158 | open up (to) | birine açılmak |
159 | part with | -- den ayrılmak |
160 | pass away | ölmek (die) |
161 | pass out | bayılmak (faint) |
162 | pay off | (1) rüşvet vermek/yedirmek (buy off) (2) haraç vermek (3) borcunu kapatmak, tüm borcunu ödemek |
163 | pick out | seçmek (select) |
164 | pick up | (1) anlamak, kavramak (2) birini/bir şeyi bir yerden almak (3) iyileşmek, şifa bulmak (4) (dolmuşa, oto vb) yolcu almak |
165 | play down | küçümsemek, alay etmek, hafife almak |
166 | point out | call attention to draw attention to vurgulamak, dikkati çekmek |
167 | pour down | sağanak yağış |
168 | pull through | şifa bulmak, iyileşmek (pick up) |
169 | put aside | cast aside save up para biriktirmek, kenara para koymak |
170 | put away | düzenlemek, derlemek, toplamak |
171 | put down | tell off rezil etmek/fırçalamak |
172 | put forward | put forth öne sürmek, söz konusu yapmak |
173 | put off | ertelemek/midesini bulandırmak/konsantresini bozmak |
174 | put on | giyinmek/kilo almak |
175 | put out | söndürmek |
176 | put through | telefona bağlanmak |
177 | put up | ağırlamak/baş üstüne koymak/monte etmek/fiyat artırmak |
178 | put up with | hoşgörülü olmak/ katlanmak |
179 | quiet down | sessiz olmak, sesini kesmek |
180 | rip off | kazıklamak (overcharge) |
181 | rule out | göz ardı etme, saymama, dahil etmeme (exclude, eliminate) |
182 | run across | come across tesadüfen rastlamak |
183 | run into | (1) tesadüfen karşılaşmak (come across) (2) bir yere veya bir şeye çarpmak (bump into) |
184 | run off | fotokopi ile çoğaltmak (duplicate) |
185 | run out | tükenmek (expire) |
186 | run over | arabayla ezmek |
187 | rush in | alel acele içeri girmek |
188 | rush out | alel ecele dışarı çıkmak |
189 | see off | wave off uğurlamak |
190 | see through | (1) birinin iç yüzünü/niyetini anlamak (2) durumun/olayın iç yüzüne vakıf olmak, olup biteni iyi anlamak |
191 | sell out | satıp tüketmek (2) çok satıp tükenmek (kaset, kitap vb) |
192 | send for | (doktor, muslukçu vb) çağırtmak |
193 | set off | (1) yola çıkmak (set out) (2) başlatmak (launch) |
194 | set out (on) | set off yola çıkmak, yolculuğa çıkmak |
195 | set up | kurmak |
196 | settle down | hızlı bir hayat tarzından elini eteğini çekmek, durulmak |
197 | settle in | yerleşmek |
198 | show around | etrafı gezdirmek |
199 | show off | hava atmak |
200 | show up | turn up çıkagelmek, varmak (partiye, derse vb) |
201 | shy away (from) | çekinmek, -- den utanmak |
202 | slow down | yavaşlamak |
203 | sort out | problem çözmek/sınıflandırmak |
204 | speak for | -- nın adına konuşmak |
205 | speak out | itiraf etmek (confess) |
206 | speak up | konuşurken sesini yükseltmek |
207 | spell out | (TBMM, AIDS, UFO gibi kısaltmaları) açılımını yazmak |
208 | stand for | temsil etmek, anlamına gelmek (UFO stands for “Unidentified Flying Object” |
209 | stand out | kabak gibi sırıtmak, göze çarpmak |
210 | step down | istifa etmek (resign) |
211 | stick to | keep to sadık kalmak, bağlı kalmak (diyete, söze vb) |
212 | switch/turn on | çalıştırmak, açmak (elektrik vb) |
213 | take after | look like benzemek (resemble) |
214 | take down | jot down copy down write down not almak, kaydetmek |
215 | take in | (1) elbise daraltmak (2) anlamak (3) birini kandırmak |
216 | take off | kıyafet çıkarmak/uçak-havalanmak/kilo vermek/taklit etmek/malın piyasadan kalkması |
217 | take on | üstlenmek (sorumluluk) (assume) |
218 | take out | pull out diş çekmek/çöpü dışarı atmak |
219 | take over | take charge of devralmak |
220 | take to | istemek, arzulamak |
221 | take up (with) | hobi edinmek,yer zaman kaplamak |
222 | talk into | ikna etmek (persuade) |
223 | tear down | pull down knock down yıkmak, yerle bir etmek |
224 | tear out | defterden sayfa koparıp çıkarmak |
225 | tear up | yırtmak, parça pinçik etmek |
226 | think over | derin derin düşünmek |
227 | think up | think out dream up yeni bir şeyler düşünmek, akıl etmek |
228 | throw away | çöpe atmak |
229 | tip off | bilgilendirmek (inform) |
230 | touch on | point out değinmek, vurgulamak (emphasize) |
231 | try on | üzerinde denemek (elbise, ayakkabı vb) |
232 | try out | (metod, teknik, yol yordam vb) denemek |
233 | turn down | (1) (televizyon, radyo vb) sesini kısmak (2) geri çevirmek, reddetmek |
234 | turn off | kapatmak (çalışan bir makineyi/ışığı vb) |
235 | turn up | ses açmak/varmak, ulaşmak |
236 | use up | kullanıp tüketmek |
237 | wait on | birilerine hizmet etmek, servis yapmak |
238 | wake up | uyanmak, uyandırmak |
239 | walk out | bir şeyi/birisini protesto ederek bulunduğu yeri terk etmek |
240 | wave off | see off uğurlamak |
241 | wear away | aşınmak, yıpranmak |
242 | wear off | (toprağı vb) aşındırmak |
243 | wear somebody out | yormak, yıpratmak (tire out) |
244 | wear something out | eskitmek, yıpratmak |
245 | wipe down | wipe off (bezle, fırçayla vb) bir zemini temizlemek |
246 | work out | (1) zor bir durumun üstesinden gelmek (2) problem çözmek (3) hesaplamak |
- Yemlerde Nişasta Tayini Analizi Nasıl Yapılır?
- Ballıbaba Faydaları ve Zararları Nelerdir?
- Tarım İlaçlarının Karışabilirlik Tablosu
- Üzüm Bağlarına Kükürt Ne Zaman Atılır?
- Demir Sülfat Gübresi Nedir?
- Gübre Karışım Tablosu (Birbirleriyle Karışan ve Karışmayan Gübreler)
- Karate Zeon İnsektisit (Böcek İlacı)
Sorhocam.com 2014 yılında Ziraat Mühendisi Arafa KARAÇELEBİ tarafından kurulmuş olup herkesin faydalanabilmesi için ücretsiz olarak hizmet vermektedir.
Yetiştiriciliği, tarımı, ürünleri, bitkisi, ağacı, çiçeği gübreleri, hastalığı zararı, zararlıları, mücadelesi, ilaçları aşısı, budaması, otu, faydaları, programı, önerileri, istekleri, tavsiyeleri, nedir, nelerdir, nasıl yapılır, özellikleri, kullanım alanları, takvimi, sınavı, sınavları, notları