• notifications1
  • menü

Bugün : 28 Mart 2024 Perşembe

Muz tropik iklim bitkisidir.  Yıllık ortalama sıcaklık 20 C nin üstünde, yıllık sıcaklık farkı 4-5 C yi geçmeyen mikro klima, nemli yerlerde yetişir.Yıllık yağış miktarı 1000-2000 mm arasında olmalıdır. Yeterli yağışın alınamadığı durumlarda sulama yapılmalıdır. Nem % 60 üzerinde olmalıdır. Doygun nemin de hastalıkların yayılmaması, gelişmemesi için ortamdanuzaklaştırılması gereklidir.

Muz gölgeyi sever, yüksek ağaçların altı yetişmesi için en uygun alanlardır. Sıcaklık 20 C derecenin altına düşmeye başladığında gelişme gerilemesi olmakta, 3 C de muz zarar görmektedir. – 4 C nin altında gövde zarar görmektedir. Rüzgara karşı önlem alınmalıdır. Şiddetli rüzgar büyük yapraklarından dolayı muza büyük zarar vermektedir.  Yalancı gövdenin kırılmasına, ağaçların yıkılmasına neden olabilir.

 

Muz yeşil aksamın gelişme dönemi ve meyve gelişme döneminde yoğun şekilde besini ister. Muz yetiştiriciliğinde sadece organik gübre uygulaması yeterli olmaz. Mineral gübre uygulaması da yapılmalıdır. Azot, Fosfor, Potasyum, Kalsiyum ve Magnezyum gübrelemeleri yapılmalıdır. Muzun azot ihtiyacı da fazladır. Özellikle yeşil aksam gelişmesi için azot gereklidir. 

 

Bitkilerin gözüktüğü ve büyümenin başladığı dönemde azot çok önemlidir. Gelişmenin başladığı ve bitkinin atağa geçtiği ilkbahar aylarında çok fazla azot kullanır. Azotun büyük bir kısmını ilk dönemde kullanır.  Azot kullanımı ile kuru madde miktarı arasında ilişki vardır, azot kullanımı arttıkça kuru madde miktarı azalır. Fosfor, kök gelişimi ve bitki besin maddesi alım kapasitesini artırtırır, salkım oluşumunu güçlendirir, tarak sayısını artırması yönünden de çok önemlidir. Fosforun topraktan alınabilmesi için ortamda yeteri kadar suyun bulunması ve toprak ph nın 5.5 - 7.0 arasında olması gerekir. Doğumdan bir ay kadar önce uygulanan fosfor uygulaması tarak sayısını arttırır. Fosfor noksanlığında, yaprak kenarları ölerek testere dişi görünümü alır.

 

Fosfor yeterli olduğunda tarak sayısı ve her taraktaki parmak sayısı artmaktadır. Fakat fosfor fazlalığıda parmakların oluşmasına ters etki yapmaktadır. Fosfor fazlalığı, tarak sayısını vede taraktaki parmak sayısını azaltmaktadır.

 

Fosfor meyve verimini artırmakta, ancak aşırı fosfor gübrelemelerinde verim azalmaktadır. Fazla fosfor uygulanan topraklarda, çinkonun, demir ve alüminyum oksitlerince bağlanması ile birlikte bitkinin gelişmesini artırması, bitkide çinko yoğunlaşması kritik düzeyin altına düşerken, bitkide fosfor toksisitesi görülebilir. Diğer yandan bitkilerin çinko noksanlığı gösterdiği durumlarda, fosforlu gübrelerin kullanılması, bitkide fosfor toksisitesi (fazlalığı) gösterdiği gibi çinko noksanlığını da artırmaktadır.

 

Potasyum, muz içinde çok önemlidir. Salkım oluşumu ve gelişimi için gerekli bir besin maddesidir, bitki büyümesini çabuklaştırır, verimi artırır. Yeterli oranda potasyum ile beslenen bitkilerde salkım ağırlığı artar, parmaklar daha büyük olur ve meyvenin pazarda daha uzun süre dayanması sağlar. Hastalık ve zararlılara karşı dayanıklılığını arttırır. Potasyum, bitki metabolizmasında fotosentez sonucu elde edilen besini, faydalı olacağı bölgelere taşınmasını sağlar. Bitkinin su dengesini ayarlar. Potasyum, azot ile birlikte ürünü artırır ve düzenli meyve tutumu ve olgunlaşması sağlar.

 

Potasyum eksikliğinde, yapraklar uçlardan başlamak üzere sararır. Bu sararma hızla gelişir, uçtan başlayarak yaprağın büyük bölümünü öldürür. Düşük oranda potasyum alan bitkinin meyveleri şekilsiz olur. Salkımda çok az sayıda parmak oluşur.

 

Potasyum, ürünün renk ve aromasını, ağırlık ve kalitesini, irilik ve sertliğini belirler. Düşük potasyum oranında ise meyve lezzetsiz ve yavan olur.

 Çinko noksanlığı muz bahçelerinde en fazla görülen bitki besin noksanlığıdır. Çinko bitki besin noksanlığının nedenlerinden biride, fosfor fazlalığından kaynaklanır.

 

Çinko noksanlığında bitki bodur kalır. Yapraklar küçük ve dar olup, ikinci damarlar arası sarı-beyaz şeritler halindedir, daha sonra bunlar sarı-yeşil şeritlere dönüşür. Sarı şeritlerde uzun, kahverengi ölü benekler belirir. Çinko noksanlığı görülen bitkilerde oluşan salkımların parmakları küçük ve normal kıvrık şeklinden daha kıvrık olup, en belirli özellik de parmak uçlarının açık yeşil olmasıdır. Fazla miktarda kireçleme veya toprakta fosfor fazlalığı çinko eksikliğine neden olabilir.

 

Mangan noksanlığı belirtileri birbirlerine benzerlik gösterir. Hafif ve orta derecede noksanlık halinde, genç yapraklarda, damar aralarında hafif renk açılması ortaya Bu renk açılması oldukça hafif olup, ancak, yaprak ışığa tutulduğunda görülebilir derecededir. Noksanlığının daha şiddetli olması halinde renk açılması artar ve yaprak ağ görüntüsü alır. Daha sonraki aşamada, için yaprak yüzeyini beyazımsı sarı renkli nekrozlar kaplar. Demir eksikliği olan yapraklarda damarlar yeşil kalır, ancak damar araları sarıdır. Eksikliğin ilerlemesi halinde tam sararma ve sonra da kuruma görülür.

 

En ince damarlar dahi yeşil kalarak bu damarlar arasındaki kısımlarda renk tamamıyla sarıya döner. Geniş yapraklı bitkilerde yapraklar adeta sarı zemin üzerinde yeşil bir ağ manzarası gösterirler. Noksanlığın çok şiddetli olduğu durumlarda, damarlar da sararır.

 

Bazı bitkilerde yapraklarda kahverengi nekrozlar oluşabilir. Noksanlığın çok şiddetli olması halinde yeni çıkan yapraklarda hiç klorofil bulunmadığı için yaprak beyaz bir renk alır. Kimi zaman demir noksanlığı belirtileri magnezyum noksanlığı belirtileri ile karıştırılabilir.

 

Dikkat edilecek husus magnezyum noksanlığının yaşlı yapraklarda görülmesi, buna karşılık demir noksanlığının ise genç yapraklarda, bitkinin tepe kısımlarında, sürgün uçlarında görülmesidir.

 

Noksanlığın hafif olması durumunda, en son çıkan genç yapraklar başlangıçta sarımsı yeşil olur. Noksanlık ilerledikçe damarlar arasında renk tamamen sarıya döner. Damarlar ise kesin sınırlarla yeşil kalırlar.Toprakta genellikle bitki ihtiyacını karşılamaya yetecek düzeyde kalsiyum bulunur. Özellikle kurak ve yarı kurak bölge topraklarında yıkanma olmadığı için, fazla doygunluk oranı yüksektir. Toprakta bulunan bazik elementler içinde kalsiyum başta gelmektedir.

 

Kireçli ana materyal üzerinde oluşmuş kurak bölge topraklarında kalsiyum diğer bazı besin elementlerinin, özellikle mikro elementlerin alınmasında antagonisık etki yaratacak kadar fazla bulunabilmektedir.

 

Türkiye topraklan da bu özellikler taşıdığından, topraktan kalsiyumlu gübreleme yapılmasına pek gerek duyulmamaktadır. Ancak asit karakter taşıyan yerlerde kireçleme amacıyla kalsiyumlu bileşiklerin kullanılması söz konusu olmaktadır.

 

Bununla birlikte bazı faktörlerin etkisiyle bitkilerde kalsiyum noksanlıkları görülmektedir. Bitkilerin meyve ve depo organlarına kalsiyum akışında ortaya çıkan azalmalar kalsiyum noksanlığına bağlı problemler yaratır.

 

Muzda kalsiyum noksanlığında önce genç yapraklar aşağıya veya yukarıya doğru kırılır ve yaprak oluşması azalır.

 

Magnezyum noksanlığının tipik belirtisi yaşlı yapraklarda damarlar arasında görülen sararmadır Primer ve sekonder damarlar (birinci ve ikinci damarlar) yeşil renklerini korurlar, üçüncü ve daha ince damarlar ve damarlar arası bölgelerde renk sararır. Yaprak bu haliyle benekli bir görüntüye sahip olur. Ekstrem durumlarda klorotik dokular ölerek kahverengi nekrozlar oluşturur.

 

Özellikle kumlu topraklarda, bitki gelişmesinin olgunluk dönemlerine doğru bitkilerde magnezyum noksanlığı sık görülür. Geç dönemde ortaya çıkan magnezyum noksanlığı ürün miktarında büyük bir azalmaya yol açmayabilir. Ancak özellikle yaprakları için yetiştirilen bitkilerde pazar kabiliyeti düşer. Toprak sıkışması, su altında kalma ve kuraklık etki ­noksanlığını şiddetlendirir. Bazı hallerde toprakta yeterli miktarda magnezyum bulunsa bile bitkilerde magnezyum noksanlığı görülebilmektedir. Toprak çözeltisinde yüksek miktarda bulunan hidrojen, potasyum, amonyum, kalsiyum gibi iyonlar magnezyum alımını azaltarak noksanlığa neden olabilmektedirler. pH 5 ve daha düşük olan topraklarda bulunan yüksek miktardaki alüminyum iyonları da magnezyum alımını azaltarak noksanlık yaratmaktadır.

 

Mağnezyum eksikliğinde etkilenen dört ve beşinci yapraklardır. Yaprak sapları ana gövdeden kopar, yaprağın ömrünün kısalmasına neden olur.

   

Bitki Besin Elementleri Arasındaki etkileşim

Bitki besin maddeleri arasında toprak içinde bitkilerin besin alımı yönünden çok ciddi rekabetler veya teşvikler vardır. Bu nedenle gübreleme proğramlarının hazırlanması ve uygulanmasına çok dikkat edilmelidir. Bitki Besin Maddesi kullanımının en fazla olduğu sera alanlarında, toprak analizi yaptırmadan, düzenli ve sağlıklı bir gübreleme proğramı uygulamak olumsuz sonuçlar verebilir.

 

 

MUZ YETİŞTİRİCİLİĞİNDE MUZUN TOPRAK PH'SI İSTEĞİ

Muzun ideal PH isteği 6’dır. Ama 4,5 - 8,5 arasındaki pH'larda yetişebilir. Ülkemiz toprakları genelde kireçli bir yapıya sahip olduğu için genel olarak PH 7 ' nin, bazı bahçelerde PH 8 ‘in üstüne çıkmaktadır.  

 

Muzun geniş PH aralığında yetişmesine rağmen, toprak PH sı, tabandan verilen fosfor, demir ve fosfatların alımını zorlaştırdığı için muz tabandan verilen birçok bitki besinini alamamaktadır. Yeterince alınamadığından bitki besinleri toprakta birikmekte, elementler arasında geçimsizliğe neden olmaktadır. 

 

Gübrelerin içindeki elementlerin oranı ve bu oranların dengesi, Toprak Ph sı, fazla gübreleme ve farklı gübreler  ( Bir firmanın ürettiği, her üretilen ürünün birbirini takip ettiği ürünler yerine,  farklı firmaların ürettiği gübrelerin kullanılması, sezon başından sezon sonuna kadar aynı ziraat mühendisi yerine, farklı mühendislik hizmeti alınması, ( Ziraat müh. veya teknikerler bütün bir sezona göre gübreleme ve ilaçlama planlaması yapmaktadır. )  ile bozulduğu takdirde, elementler arası zıtlaşmadan kaynaklanan problemler ile karşı karşıya kalabiliriz.

 

Tek bir gıda maddesinin bile gereğinden fazla kullanılması diğer bir veya birden fazla bitki besin maddesinin alınmasına mani olabilir.

 

Yapılan son araştırmalarda elverişli toprak ph sının 6.4 olduğu ortaya konmuştur. Girdilerin çok yüksek olması veya verilen gübrelerin toprakta birikmemesi için toprak ph sına dikkat edilmelidir.

 

Bitki besin eksikliği sonucunda, bitki birçok arazlar gösterecektir.

 

Potasyum noksanlığı çeken bitkilerde turgor basıncı düşer ve su stresi olunca bitkiler gevşek dokulu bir hal alırlar. Kuraklığa ve dona karşı  dayanıklılık zayıflar.

 

Aynı şekilde hastalık etmenlerine ve tuzlu toprak  koşullarına karşı bitkiler çok daha duyarlı olurlar.

 

Bitki dokularında ve hücre organellerinde anormal gelişmeler görülür. Bitkide ksilem ve floem dokuların oluşumu geriler. Dokularda ligninleşme azalır. Bunun sonucu olarak potasyum noksanlığında gövde zayıflar.

 

Potasyum bitkilerde birçok kalite unsurunu etkileyen bir besin elementidir. Bu nedenle bitkilerde potasyum noksanlığı bitkinin özelliğine göre çeşitli kalite bozulmalarına yol açar.

 

Özellikle sebze, meyve ve lif bitkilerinde potasyum noksanlığı kalite özelliklerini çok olumsuz etkiler. Bor noksanlığı öncelikle bitkilerin büyüme noktalarına zarar verdiği için bitkilerde büyüme çok yavaşlar. Yapraklar ve dallar kolay kırılan, gevrek bir yapı alırlar. Noksanlığın çok şiddetli olması halinde büyüme noktaları ölür ve büyüme tamamen durur. Çiçek meyve oluşumu engellenir, Yapraklar kıvrılır, kalınlaşır ve koyu mavi-yeşil bir renk alırlar.

 

Demir noksanlığının giderilmesi de diğer iz elementlere göre daha zordur. Çünkü demirin bitkiye yarayışlılığını etkileyen, yukarıda da anlatıldığı gibi pek çok etmen vardır.

 

Yapılan her demir gübrelemesinden olumlu sonuç elde etmek her zaman mümkün olmayabilir.

Konu İle İlgili Dokümanlar

KULLANICI GİRİŞİ

Üye Ol Şifremi Unuttum?

Sorhocam.com 2014 yılında Ziraat Mühendisi Arafa KARAÇELEBİ tarafından kurulmuş olup herkesin faydalanabilmesi için ücretsiz olarak hizmet vermektedir.

Yetiştiriciliği, tarımı, ürünleri, bitkisi, ağacı, çiçeği gübreleri, hastalığı zararı, zararlıları, mücadelesi, ilaçları aşısı, budaması, otu, faydaları, programı, önerileri, istekleri, tavsiyeleri, nedir, nelerdir, nasıl yapılır, özellikleri, kullanım alanları, takvimi, sınavı, sınavları, notları

Site Haritası - Rss Beslemesi